Merhabalar dostlar..
İlk kitap yorumumu Fi ile yapmıştım. Daha öncede söylediğim gibi ben kitap eleştirmeni ya da yorumcusu değilim. Sadece okuduğum kitaplarda beni etkileyen altını çizdiğim cümleleri sizlerle paylaşıyorum ki cümlelerde bir tanesi bile sizin ilginizi çekerse kendinizi kitaba yakın hissederseniz alın okuyun diye. Tabi ufak tefek kendi yorumlarımı da katıyorum e olsun o kadar değil mi :)
İkinci kitap biraz daha hızlı akıyor. İlk kitap gibi etki oluşturmadı üzerimde. Birinci kitabı üçüncü kitaba bağlayan bir geçiş kitabı niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Fark edilir bir bağımsızlık yok. Ben kendim spoiler almayı çok sevdiğim için size de bir spoiler vereyim. Kitapta Duru'nun Can'ı terk etmesi bir devrim niteliği taşıyor ve Can bu durumu hazmedemiyor bir süre. Ciddi anlamda böylesi bir takıntıya acığımı da söylemeden geçemeyeceğim. Duru'nun adına ben sıkıldım bunaldım bu baskıdan o derece yani.
Ama kitaba damgasını vuran Can Manay ve Bilge'nin birbiriyle olduğunun sinyalerini veren son sayfaları bana en heyecan katan kısımlarıydı. Tabiki bu spoiler biraz da üçüncü kitaptan edindiğim bilgiler doğrultusunda söylediğim şeyler. Yoksa ikinci kitapta böyle bir şey çıtlatılıyor ama net bir bilgi de yok. Şimdi gelelim hangi cümlelerin altını çizdiğime:
İYİ BİR HİKAYE ASIL BİTTİĞİNDE BAŞLAR.
"Hissedilen çaresizliğin ruhu parçalayan bir umutsuzluğa dönüşmesi var olan tüm anlamları yok ederken damarlarındaki kan acıyla beslenmeye başlamıştı."
"Anlamsızlık bedeninden taşıp tüm algısını doldurduğunda artık o sadece bir posaydı."
"Ama aslında giden değildi terk eden, kalandı."
"Samimiyet. İki kişinin paylaşabileceği en muhteşem, en rahatlatıcı ve en tahrik edici duygu..."
"İnsanlık artık birbirini sevdiği, istediği için değil, birbirine sığındığı için birlikteydi, lanetlenmişler gibi."
"Asıl önemli olan darbe almak değil, alınan darbeye rağmen hep ayağa kalkabilmekti."
"Toplum tarafından kabul gören tek deliliktir aşk. Deliriyorum sana."
"Kaç tane erkek vardı böyle? Böylesine cesaretli, böylesine ne istediğinden emin, böylesine erkek..."
"... Sevgisiyle öldürdüğünün farkında olmak istemeyen bir koruyucu gibiydi."
"Duygularınızın sizi ele geçirmesine izin vermediğiniz kadar insansınız! Öfke, nefret, kıskançlık, hayal kırıklığı... Bu duyguların kontrolü ele geçirip hemen bir davranışa dönüşmesini engelleyebiliyorsanız gelişirsiniz."
"...her gece yorgunluktan yığılıp kalmasa kendini toplayamazdı Deniz. İçini dağlayan ihanetin acısında kaybolur ve kendini bulamazdı. Geriye bakmadan, günbegün çalışarak varabilmişti bu noktaya. Geçmişin hiçbir anlamı yoktu artık, geriye bakmadığı sürece."
"...yeter ki kıvılcım olabilme cesaretimiz olsun, alevler gelir."
"Bireye, yoğun şefkat hissettiği kişi tarafından uygulanan şiddet sevgiyle kodlanır ve bu kod bilinçaltında ya sadist ya da mazoşist eğilimlerin tohumlarına dönüşürdü. Annesi tarafında bu kadar sevilirken birincil ihtiyacı olan yemek yemede anne şiddetine maruz kalan bir çocuğun, diğer birincil ihtiyaçlarında da şiddet arayışına girmesi kadar doğal ne olabilirdi ki!"
"Hiç benim olmadı ki kaybedeyim."
"Altında ezilmen için değil, gerekli olduğu kadarını alıp renklenmen için yaşıyorsun."
"Okuduğun her kitap, toplamda sadece 29 harfin kombinasyonundan oluşuyor,
...
ama aynı değiliz, çünkü deneyimlediklerimiz farklı."
"Önyargıyla düşünmek yerine, sevgiyle kabullenmek gerekir."
"Bu kızın ehlileştirilemez özgünlüğü, bu özgünlüğün hayat bulduğu özgürlüğüydü Sadık'ın en çok ilgisini çeken."
"Hayat ne tuhaftı, bize zarar veren şeyler, aynı zamanda huzur bulduğumuz tek şey olabiliyordu..."
"Bir kadının yeteneğine giden yol yatağından geçerdi."
"O gece kendini kandırmanın hafifliğini öğrendi, kendine yalan söyleyerek mutlu olmanın kolaylığında kaybolan herkes gibi."
"Kendinden nefret eden bir kadın, en çok yakınındaki erkek için tehlikeliydi."
"Sapıksın sen! Aşkınsa benim lanetim!"
"...hedef, malın yarattığı etki değil, hissettirdiği şeydir.
...
Satılamazı satabildiğin bir sistem bu."
"Fare kapanında daima beleş peynir vardır."
"Hayat sadece bir an. Ya efendisi olursun ya da kölesi."
"Çaresizliğin zehri sanki sadece ağlayınca akıyordu bedenden."
"Genç bir kadına kendini çirkin ve istenmez hissettirmek, erkeği baştan çıkaramadığını ona yüklemek olası dedikoduları engellerdi."
"En değerlisini kaybetmenin cehenneminde Can, en değerlisini kaybetmenin özgürlüğünde Deniz, sessizce birbirlerine baktılar."
BU HİKAYE BURADA BİTECEK
ve
SEN BAŞLAYACAKSIN...
Pİ ÇOK YAKINDA...