9 Ocak 2016 Cumartesi

Esaret Mi? Cesaret Mi?





   Biliyorsunuz ben Türk dizilerini yabancı dizilerden daha çok seviyorum ve izliyorum. Benim şöyle bir bahtsızlığım var ki; takip etmeye başladığım diziler sürekli final yapıyor. Sanırım standart izleyici kitlesinin içerisinde yer almıyorum. Standart dizi mantığının dışına çıkmayı başaran ve formatın dışında kalan diziler hep ilgimi çekmiştir ama ne yazık ki izlemeye başladığım dizinin bitmesinden korkar oldum.
   1 Erkek 1 Kadın, 20 Dakika, Bana Hicran De ve şimdi de Hatırla Gönül..
Şu an aklıma gelenler bunlar. Bu sezonda Hatırla Gönül'ü severek izlemeye başlamıştım. Final yapacağını öğrenince beni bir hayal kırıklığı aldı. Pazar günü Hatırla Gönül final bölümüyle son seyirciyle buluşarak ekranlara veda edecek(miş). Bende yeni bir arayış içerisine girdim haliyle. Yeni keşfim; Yeter..
   Esaret Mi? Cesaret Mi?
   Zaman zaman dizinin içeriğinde kendimden de birşeyler bulmuş olmalıyım ki, yayınlanan ilk iki bölümünü arka arkaya izleyip heyecanla üçüncü bölümü beklemeye başladım.
   Ee tabi bir de çözülmeyi bekleyen sırlar, aşk, ihtiras, nefret hepsi var dizide :)
   Diziyi izlemeye devam etme sebebim girişi oldu.

   Yasal Uyarı: Yazının devamı spoiler içerir.

- Bizim hikayemiz masal gibi başladı..
+ O kadar güzelsin ki..
   Artık hiç yağmurda ıslanmayacaksın çünkü ben senin için sığınak olacağım.
   Artık hiç üşümeyeceksin çünkü ben seni ısıtacağım.
   Artık hiç yalnızlık çekmeyeceksin çünkü ben senin kocan olacağım. Evlen benimle karım ol..
   Bana itaat et, bir karar verdiysem sorgulama, bil ki bu senin iyiliğin içindir ve güven ne olursa olsun sadece güven, koşulsuz sev, hep daha fazla sev, her gün her dakika daha fazla çünkü ben seni öyle seveceğim.
- Ama bütün masallar mutlu bitmezmiş.

   İstemsiz bir şekilde Cem Adrian'dan mırıldanmaya başladım "Sana sarılınca geçer sandım geçer sandım, sana inanınca biter sandım biter sandım, sana bağlanınca düşmem sandım düşmem sandım....."
  Bir de benim en çok ilgimi çeken Aylin ve Yekta'nın birbirinden sakladığı sırların ortaya çıkmasıyla başlayan olay örgüsü oldu.

   Aylin ve Yekta yağmurlu bir günde tanışırlar. Aylin o zamanlar üniversitede öğrencidir. Yekta ise başarılı bir beyin cerrahıdır. Masal gibi bir aşktan sonra evlenirler. Aylin evinin kadını olur. Bir oğulları vardır; Kaan. Aylin evlendikten sonra Yekta'nın nasıl bir adam olduğunun farkına varır ve boşanmak istese de Yekta buna izin vermez. Herşeyin kontrolü altında olmasını isteyen ve mükemmeliyetçilik takıntısı olan Yekta, sadece kendisinin değil çevresinde bulunan herkesin mükemmel olmasını ve kurduğu düzenin bozulmadan devam etmesini hedefler. Her istediğini elde eden Yekta için her hatanın bir bedeli vardır ve çevresindeki insanlara yaptıkları hatalar yüzünden bir bedel ödetmeyi de ilke haline getirmiştir. Ama Yekta'nın da sırları vardır. Aylin oğlu Kaan'ın yavaş Yekta'ya benzemeye başladığını gördüğünde doğacak kızına hamiledir ve bebeğini de Yekta'nın baskısı altında yetiştirerek ona benzemesini istemez. Arkadaşlarıyla bir plan yaparak Yekta'ya bebeğinin ölü doğduğunu söylerler ve Aylin kızını abisine emanet eder. Yekta Aylin'in eline hiç para vermediği için Aylin Yekta'dan gizlice mücevherlerini emitasyonlarıyla değiştirerek hem kızının masraflarını karşılar hem de oğlunu ve kızını alıp Yekta'dan kaçabilmek için birikim yapar.
   Henüz dizide kim olduğu bilinmeyen, piyano çalan İdil adında bir kadın da var. Bu Yekta'nın on iki yıldır sakladığı sırlardan biri. Bence İdil Yekta'nın eski eşi olabilir ve Yekta onu delirtti.
   Ve sırlar yavaş yavaş açığa çıkmaya başlar.

Başrollerini Pelin Karahan ve Yurdaer Okur'un paylaştığı bu diziyi bizim dizilerimizi sevenlere kesinlikle tavsiye ediyorum. Aşağıda diziden bir kaç kare sizler için paylaştım. Umarım sizde benim kadar seversiniz ve umarım bu dizi de reyting canavarının kurbanı olmaz diyerek yazıma son verirken hepinizi sevgiyle kucaklıyorum :)

   Güzel Günler Sizin Olsun.. :)












11 yorum:

  1. Ben de biraz izledim cidden kendini izletiyor ama psikolojimi bozdu yaa :D o adamı boğmak istiyorum :/ Pelin Karahan'ı da sevmem aslında yani :D

    YanıtlaSil
  2. doğruluk mu cesaret mi. :) bi baksana son yazımaaa :)

    YanıtlaSil
  3. Pelin Karahan bana biraz soğuk geliyordu bu rol de o sağuk havasını tamamlamış bence :) Bazı noktalarda Müstakbel Ex'i gördüm böyle bir tuhaf oldum ama biz o boyutta değildik çok şükür :D Dizi orada yaşanan baskıyı direk insanın üzerinde hissettirmeyi başarmış bence :D

    YanıtlaSil
  4. E izlerim ki ben bu diziyi. Açılcası çok az yerli dizi izliyorum ben de. Anlatımın çok güzel eğer temposu da çok ağır değilse benlik bir diziye benziyor :) Teşekkürler paylaşımın için.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Entrika çoksa tempoda ağır olmuyor. Bu dizi de ağır tempolu başlamadı. Hareketli başladı ama ağırlaşırsa reytinge kurban gider ayakta kalamaz :) Rica ederim sık sık beklerim :)

      Sil
  5. Bende pek televizyon izlemiyorum. Leyla ile Mecnun kafası. Sonra da yaşayamadım işte. Bir ara Kösem'e bakayım dedim, onu da izlemiyorum artık haha :D Takipteyim canım bana da beklerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :D Kösem.. Onu da izliyorum ara ara ama çok müptelası değilim hani :) Takipteyim canım :)

      Sil
  6. Bende izliyorum, psikolojleri zorlayan bir dizi :)

    YanıtlaSil